1 Ağustos 2014 Cuma

  |  Yorum yok  |  

Müziğin Başlangıç Öyküsü

-- Sponsorlu Bağlantılar --
Müzik tüm dünyanın en eski sanat dallarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Çok eski devirlerde Suların çıkardığı şırıldı sesinden, Kuşların ötüşlerinden, yağmurun huzur veren sesinden, kıyıya vuran dalgaların ve rüzgarın çıkardığı uğultu sesinden esinlenmiş olan ilk insanlar, içi boş olan bir kütüğün üstüne deri geçirerek vurur, hayvanlardan elde ettikleri bağırsaklardan yaptıkları ipleri çekerek, kemik boynuz veya odundan yaptıkları boruları üfleyip doğada duymuş oldukları sesleri taklit etmekte başarılı olmuşlardır.


İlk başlarda işaret vermek, haberleşmek için kullanmış oldukları bu sesleri daha sonralar da beğendikleri şekillerde düzenleyip kendi yaşam tarzlarına uygun hale getirmişlerdir.

Geçmişten beri müziğin dini törenlerde yeri ve önemi oldukça büyük olmuştur.

Hatta eski Yunan'da, müzik ve dansın insan yaşamı üzerindeki etkisi çok büyüktü bununla birlikte şairler destanlarını müzik eşliğinde söylerlerdi. Müzik kelimesinin eski Yunan inanışına göre esin tanrıçasının olduğuna inanılan ve musaların adından türetilen olarak bilinirdi.

Eski Yunan'lılar da ve Çin'lilerde müziğin keder ve sevinç gibi duygular uyandırdığı düşünülür ve buna inanılırdı. Aynı şekilde müziğin tanrısal bir gücü temsil ettiğine inanırlardı. Bu inanç daha sonraki yıllarda da devam etti ve hristiyanlığın ilk yıllarından  başlayıp, müziği etkili bir dinsel anlatım aracı haline getirmişlerdir.

Martin Luther de dahil olmak üzere Hristiyanlığın ileri gelen din adamları müziğin aslında yalın ve aynı zamanda dindarlığı da güçlendirici olduğuna innamışlar ve bun konudan yana olduklarını her seferinde göstermişlerdir.  
-- Sponsorlu Bağlantılar --

0 yorum:

Yorum Gönder